28 Ekim 2013 Pazartesi
Sayın yetkili, ( ilgili sorumsuz editörlerinize iletiniz lütfen)
Alpar bu gün mail atmış ve ben de herkesle paylaşıyorum bu maili. Belki bu ülkede 100 tane daha Alpar olsa sorunlarımız azalır ve her gün daha güzel bir ülkede uyanırız. Alpar çok değerli bir dostum, sıra dışı bir adam, geçen yıl kürekle Venedik'e gitmişti. Ondan önce de Nepal'e gidip Aşram'a girmişti. Bu yaz Likya yolunda bisiklet turları yaptı. İstanbul'un kastığı insanlardan benim arkadaşım. Büyükada'da oturuyor çünkü en sakin orayı buldu, yazın da gelmiyor zaten. Kışları İstanbul'da , yazları da Bucak'ta geçiriyor. Yaşadığı yerde elektrik bile yok daha, yakında bağlanacak. Bu yıl başı bir arazi aldı ve orada tarım ve alternatif turizm yapacak. herşeyini de kendisi yapıyor. Çok güzel bir yer olacağına da eminim, daha görmedim. Benim canım arkadaşım televizyon da izlemez, haberlere de bakmaz. Çünkü baktığım anda, baştan sona herşey saçma ve arızaya geçiyorum diyor, ... Ama nasıl olduysa bu gün ntvmsnbc'yi açmış ve bir trafik çarpışması haberi görmüş. Sonrasında da hemen yazmış mailini.
sakın yazmış da ne olmuş demeyin. Çok önemli, eğer insanlar tepkilerini dile getirseler, bizler de bu saçmalıkların azaldığını görürüz. Dikkate alacaklar mı? Bilmem? Belki alırlar, ben de yarın dernek olarak aynı haber için Alpar'ın da mailini ekleyerek göndereceğim. belki bu yazıyı okuyacak yöneticilerden biri ve daha sonra yaptıkları haberde dikkatli olacaklar.
Alpar'a teşekkürler ve keşke daha 99 tane Alpar olsa...
Sayın yetkili,
( ilgili sorumsuz editörlerinize iletiniz lütfen)
Bir insanın korkunç bir trafik kazasının görüntülerinin videosunu yayınlayıp bu kişinin sağlık durumu, çarpan kişinin cezalandırılması, oradan geçenlerin tepkisizliği gibi gerçekten haber olması gereken her şeyi atlayıp, umursamayıp sadece bir insanın belki de ölümünü adeta magazin haberi gibi veren yayın anlayışınızı kınıyorum.
Üstelik bizimkisi gibi bir ülkede , herkesin neredeyse trafik kazalarından, insan hatalarından bir şekilde mağdur olduğu bir ülkede sorumsuzluğunuzdan, her şeyi magazine indiren sığ bakış açınızdan dolayı bu sözde haberi yapan herkesi, editörünü taaa yönetim kurulu başkanınıza kadar kınıyorum.
Umarım bu sorumsuzlukta payı olanlar bir
gün kıyısından köşesinden benzer bir şekilde mağdur olup bu kez insan olma onuruna yakışır haberler yaparlar.
2013 yılında bu zihniyete yazıklar olsun.
Alpar Sargın
27 Ekim 2013 Pazar
Unutma &Hatırla....2006'dan Bu Güne
Trafik Mağdurları Anma Günü, ilk kez 2006 yılında duydum. Unutma ve Hatırla!!!
O güne kadar hiç haberim bile yoktu böyle bir günün olduğundan. Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü 2006 dan beri hayatımın mihenk taşlarından biri oldu. 9 Nisan 2006 da Suat'ı Bağdat Caddesinde karşıdan karşıya geçerken kaybettim. 9 Nisan 2006 dan itibaren gün ve gün hayatım değişti. İdil'e geçen yıl söylemiştim, değişmeyen bir cinsiyetim kaldı, diye.
İnsan çok yakınını kaybettiği zaman bir başka evreye geçiyor. Bir anda ne kadar çaresiz olduğunuzu görüyorsunuz. Hiç bir şey yapamıyorsunuz, boğazınıza bir düğüm takılıyor ve o düğümle yaşamaya alışıyorsunuz. Bende ki bu düğümden dünya üzerinde milyonlarca insanda da var. Evet ben ve benim gibi insanların kaybettiklerini sevgi ve saygı ile anmak için düzenlenen bir gündür Trafik Mağdurlarını Anma Günü. Ve herkesin bir hikayesi vardır, tadı damağında kalan ve yazılacak çok sayfası boş kalan...
İlk kez 1993 yılında Brigitte Chaudhry tarafından, Fevr (Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu) geçmiş dönem başkanı ve İngiltere, Road Peace Derneği kurucusu Trafik Mağdurları Anma Günü etkinliği düzenlenmiş. Brigitte, 1980 yılında oğlunu Londra'da kaybetmiş. Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü çarpmış ve oğlunu kaybetmiş. Çarpan çok ufak bir para cezası ile hayatına devam etmiş, Brigitte ise 7.5 yıl boyunca meclisin önünde oturma eylemi yapmış. Sonunda bir araştırma yaptırmayı karar vericilere kabul ettirmiş, " Trafik çarpışmalarından sonra, trafik mağdurlarının yaşam kalitesindeki düşmeyi" ortaya çıkarmış. Bu araştırma sonucuna göre trafik mağdurlarının yaşamında ilk üç yıl içinde %50 oranında düştüğü ve mağdurların ilk üç yıl içinde 1/3 ünün intihar ettiği ortaya çıkmıştır. Bu araştırma sonucunda İngiltere'de trafik cezaları artırılmış ve yasa değişmiştir.
Ne yazık ki yılların geçmesine rağmen araştırma tekrarlandığı halde çıkan sonuçlar yine aynı....
1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı düzenlenmeye başlanmış. 26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. Ben Türkiye'nin tanıdığı tarihe bizzat tanıklık ettim ama tanınması toplumda bilinmesi bir yana devlet kurumlarında bile bilinmedi.
2006'dan günümüze hazırladığımız bültenlerin hepsi de yazının devamında ve 17 Kasım 2013 Trafik Mağdurlarını Anma Günü, lütfen siz de Unutmayın ve Hatırlayın!!!
Trafik Mağdurlarını Anma Günü Bültenleri
O güne kadar hiç haberim bile yoktu böyle bir günün olduğundan. Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü 2006 dan beri hayatımın mihenk taşlarından biri oldu. 9 Nisan 2006 da Suat'ı Bağdat Caddesinde karşıdan karşıya geçerken kaybettim. 9 Nisan 2006 dan itibaren gün ve gün hayatım değişti. İdil'e geçen yıl söylemiştim, değişmeyen bir cinsiyetim kaldı, diye.
İnsan çok yakınını kaybettiği zaman bir başka evreye geçiyor. Bir anda ne kadar çaresiz olduğunuzu görüyorsunuz. Hiç bir şey yapamıyorsunuz, boğazınıza bir düğüm takılıyor ve o düğümle yaşamaya alışıyorsunuz. Bende ki bu düğümden dünya üzerinde milyonlarca insanda da var. Evet ben ve benim gibi insanların kaybettiklerini sevgi ve saygı ile anmak için düzenlenen bir gündür Trafik Mağdurlarını Anma Günü. Ve herkesin bir hikayesi vardır, tadı damağında kalan ve yazılacak çok sayfası boş kalan...
İlk kez 1993 yılında Brigitte Chaudhry tarafından, Fevr (Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu) geçmiş dönem başkanı ve İngiltere, Road Peace Derneği kurucusu Trafik Mağdurları Anma Günü etkinliği düzenlenmiş. Brigitte, 1980 yılında oğlunu Londra'da kaybetmiş. Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü çarpmış ve oğlunu kaybetmiş. Çarpan çok ufak bir para cezası ile hayatına devam etmiş, Brigitte ise 7.5 yıl boyunca meclisin önünde oturma eylemi yapmış. Sonunda bir araştırma yaptırmayı karar vericilere kabul ettirmiş, " Trafik çarpışmalarından sonra, trafik mağdurlarının yaşam kalitesindeki düşmeyi" ortaya çıkarmış. Bu araştırma sonucuna göre trafik mağdurlarının yaşamında ilk üç yıl içinde %50 oranında düştüğü ve mağdurların ilk üç yıl içinde 1/3 ünün intihar ettiği ortaya çıkmıştır. Bu araştırma sonucunda İngiltere'de trafik cezaları artırılmış ve yasa değişmiştir.
Ne yazık ki yılların geçmesine rağmen araştırma tekrarlandığı halde çıkan sonuçlar yine aynı....
1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı düzenlenmeye başlanmış. 26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. Ben Türkiye'nin tanıdığı tarihe bizzat tanıklık ettim ama tanınması toplumda bilinmesi bir yana devlet kurumlarında bile bilinmedi.
2006'dan günümüze hazırladığımız bültenlerin hepsi de yazının devamında ve 17 Kasım 2013 Trafik Mağdurlarını Anma Günü, lütfen siz de Unutmayın ve Hatırlayın!!!
Trafik Mağdurlarını Anma Günü Bültenleri
2006 YILI
Bülten yayınladık, basına ve karar
vericilere gönderdik. Hiç yanıt gelmedi, sadece Yalçın Bayer ve birkaç internet
sitesi yer verdi.
Basın
Bülteni
Beni
unutma ve hatırla
Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde....
“Trafik Kazalarında Ölen ve Yaralanan
Milyonlarca İnsanı” anıyoruz
Trafik kazalarında ölen veya
yaralanan milyonlarca mağdur, 19 kasım pazar günü
“Dünya Trafik Mağdurları Anma
Günü’nde anılacak.
1993 yılında Fevr (European
Federation of Road Traffic Victims/Avrupa Trafik Kazaları Mağdurları
Federasyonu) tarafından İngiltere’de başlatılan ve her yıl kasım ayının
üçüncü pazar günü olarak belirlenen
“Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü”, 2005 yılından bu yana, uluslararası bir
gün olarak gündemde tutuluyor.
Kazalar ve kayıplar dünyanın her
yerinde oluyor. İnsan yaşamı, engelli bir koşu gibi. Bu koşu içerisinde önümüze
birçok engel çıkıyor. Trafik kazaları ise, bu engellerin en büyüğü.
Sorumsuzluk, dikkatsizlik ve duyarsızlık
sonucu oluşan kazalar, bazen yok ediyor, bazen de kişileri engelli
bırakıyor. Ülkemizdeki trafik kazalarının bilançosu adeta bir savaş sonucu
gibi! 2006 yılının ilk dokuz ayında
478.161 kazada, 2.565 kişi hayatını kaybetti, 100.979 kişi yaralandı ve
tahmin edilen maddi hasar da 548.359.713 YTL civarında.
Özellikle 45 yaş altı ölümlerin
birinci nedeni trafik kazaları. Bu
kazalar ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin hayatını karartmaya
devam ediyor. Kaza nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar,
mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor. Kaza sonrası, özellikle yargı safhasında
verilen/alınan cezaların yetersizliği, mağdurların acıları ve kayıplarının
yanında haklı olduklarını ispatlama/kanıtlama çabaları, adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan
iletişimsizlik, ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor.
Biz de bu mağdurlardan biriyiz. Ve
ne yazık ki, ne ilk, ne de sonuncu
olmayacağız.
DİLEĞİMİZ, Lütfen her yıl, Kasımın
üçüncü pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri, siz de hiç olmazsa bir gün
için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi
esirgemeyin! Ulusça çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve
sadece kendimizi değil, karşımızdakini ve yanımızdakini de düşünerek kayıpları
azaltmalıyız. “İnsanların gözlerinin ve
tenlerinin renkleri farklı farklı bile olsa,
gözyaşlarının rengi aynıdır” Üstün Dökmen.
2007 YILI
Kadıköy Meydanında toplandık,
yaklaşık 25 kişiydik ve mum yaktık, bir de saygı duruşunda bulunduk. Meydanda
basın açıklamasını Emniyete bir dilekçe ile duyurmuştuk ve gelen polis sayısı
50’nin üzerindeydi. Meydanın bir tarafında da horon tepen Karadenizliler vardı,
onlar da 100 kişi vardı. İçlerinden biri bana gelip “abla bırak bu işleri,
içini karartır insanın bu konu, gel horon tep” dedi.
Basın
Bülteni
İki
ilimizin, Tunceli ve Bayburt’un toplam nüfusundan fazla insanımızı trafik
kazalarında kaybettiğimizi biliyor musunuz?
18
Kasım 2007, Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde....
“Trafik
Kazalarında Ölen ve Yaralanan Milyonlarca İnsanı” anıyoruz
Adeta teröre dönüşen trafik
kazalarında, son 26 yılda, ülkemizdeki iki ilin, Tunceli ve Bayburt’un toplam
nüfusundan fazla insanımızı kaybettik. 1980-2006 yılları arasında 200 binden
fazla insanımız yaşamını yitirdi. Onbinlerce ailenin hayatına ateş düştü. Kural
ihlali yapan 10 milyondan fazla ehliyetli sürücü ise hayatınızı her an kâbusa
dönüştürebilir.
Şişli Belediyesi, Trafik Kazalarını
Önleme Derneği ve Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği, trafik kazalarında ölen
veya yaralanan milyonlarca mağdur için 1993 yılından bu yana bütün dünyada
kabul edilen 19 Kasım 2007 “Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde çarpıcı
rakamlarla ülkemizdeki trafik kazalarının korkunç boyutlarını ortaya koyuyor.
Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü
sayesinde trafik kazalarının neden ve sonuçlarına dikkat çekmek için yapılan
açıklamalara göre, ülkemizdeki trafik kazalarının ortaya çıkardığı tablo adeta
savaş sonucu gibi! Türkiye’de ehliyetli sürücü
sayısı yaklaşık 20 milyon. Bunların en az yarısı kural ihlali yapıyor. Başka deyişle 10 milyon
potansiyel intihar komandosu... 1980 ile 2006 arasındaki 26 yıl içinde resmi
rakamlara göre 137 binin üstünde insan trafik kazalarında öldü. Bu rakamlar
sadece kaza yerinde ölenleri kapsıyor; hastane yolunda, hastanede ve daha sonra
ölenleri, kaydedilemeyenleri kapsamıyor. Gerçek rakam 200 binin çok üstünde. Bu
aktardığımız sayılar birer rakam değil sadece, anımsatıyoruz: Hepsi birer
insan.
Geçen her 3 dakikada bir çocuk ölüyor
Her 3 dakikada bir çocuk trafik
kazası yüzünden hayatını kaybediyor. Özellikle 45 yaş altı ölümlerin birinci
nedeni trafik kazaları. Bu kazalar
ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin hayatını karartmaya devam ediyor.
Kaza nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar,
mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor. Kaza sonrası, özellikle yargı safhasında
verilen/alınan cezaların yetersizliği, mağdurların acıları ve kayıplarının
yanında haklı olduklarını ispatlama/kanıtlama çabaları, adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan
iletişimsizlik, ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor. Biz de
bu mağdurlardan biriyiz. Ve ne yazık ki
ne ilk, ne de sonuncu olacağız.
DİLEĞİMİZ, Lütfen her yıl, Kasımın
üçüncü pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri, siz de hiç olmazsa bir gün
için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi
esirgemeyin! Ulusça çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve
sadece kendimizi değil, karşımızdakini ve yanımızdakini de düşünerek kayıpları
azaltmalıyız.
2008 YILI
Şişli cami yanında meydanda buluştuk,
basın açıklaması sırasında yerde üzerine gazete örtmüş arkadaşlarımız vardı.
Basın yer vermeye başladı,
televizyonlarda da haber oldu.
Basın
Bülteni
Yollardaki
terör hergün can almaya devam ediyor. Sadece 9 günlük bayram tatilinde meydana
gelen kazalardaki bilanço 147 kayıp, 673
yaralı…
Trafik Mağdurları her yıl kasım
ayının 3. pazarı (16 Kasım 2008) anılıyor. Dünya genelindeki trafik kazalarında
her gün 1.3 milyonun üzerinde insan ölmekte ve bu rakamın kat be kat üzerinde
yaralanmalı kazalar meydana gelmektedir. Yaralanmalı kazaların büyük bir bölümü
de kalıcı sakatlıklara neden olmaktadır. Ölen her insanın yanında en az bir
kişi de hayat boyu sürecek kalıcı sakatlıklarla baş başa kalmaktadır. Her gün
yollarda hayatını kaybedenlerin sayısı, 11 Eylül Amerika saldırılarında
hayatını kaybedenlerin sayısına denk hale gelmiştir.
Ateş düştüğü yeri yakıyor ama trafik
kazalarının yol açtığı yangın çok daha fazlasını içeriyor. Ailelerin kaza
sonrası yaşadıkları şok durum, kayıplar ve yaralanmalar sonucu oluşan travma,
yaşanan adaletsiz uygulamalar nedeni ile zaman içinde iyiye gideceğine, maddi
ve manevi daha da kötüye gidiyor. Ülkemizde trafik kazası sonucu hayatını
kaybedenlerin sayısı resmi olmayan rakamlara göre yıllık 8.000-10.000 kişi
arasında. Resmi rakamlara göre ise, 2007 yılı içinde toplam 749.456 kaza olmuş,
3.459 kişi hayatını kaybetmiş, 149.140 kişi ise yaralanmış. 9 günlük şeker
bayramında (2008) ortaya çıkan bilanço
147 kayıp, 673 yaralı… Bu rakam bile olayın ne kadar büyük boyutta olduğunu
gösteriyor. Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından yapılan
araştırma sonucu mağdur ve mağdur yakınlarının 1/3’ünün, ilk 3 yıl içinde
intehar ettiğini ve %62 oranında mağdur ve yakının depresyonda olduğunu gösteriyor.
Biz de bu mağdurlardan biriyiz . Ve ne yazık ki ne ilk, ne de sonuncu olacağız…
Sizden Dileğimiz, “Lütfen her yıl
kasım ayının 3. pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri siz de hiç olmazsa bir
gün için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusca
çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı,
herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil,
etrafımızdakileri de düşünerek kayıpları azaltmalıyız.” Her yıl Kasım ayının 3.
pazarı Trafik Mağdurlarını Anma Günü.
Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu
FEVR tarafından düzenlenmeye başlandı. 26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık
Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve
dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik
Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı.
“Bir ülkenin trafik kazaları ve yaralanmalarına gösterdiği önem yol güvenliğine
verdiği önemi de gösterir.”
2009 YILI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik
Şubesinin katılımı ile Taksim meydanında Anma düzenledik, kalabalıktı ama yine
hiçbir siyasi parti kefen giydik ve basın açıklaması yaptık. Aynı zamanda
meydandakilere kırmızı karanfil dağıttık. “Trafik Mağdurları Yol haritası”nın
ilk baskısını da o gün dağıttık, ölümlü ve yaralanmalı çarpışmalarda neler
yapılması gerektiğini bir kitapta toplamıştık.
Basın
Bülteni
Her
gün gazetelerde okuduğumuz ve televizyon haberlerinde izlediğimiz trafik kazası
haberlerine toplum olarak ne kadar alışkınız değil mi? ” Yazık olmuş, çok da gençmiş, vah
vah vah… Kader ne diyelim?” diyoruz, hep birlikte. Ama trafik kazaları bir
kader değil. Bir anlık dikkatsizlik, sorumsuzluk ve saygısızlık sonucu oluşan
ama telafisi hiçbir zaman mümkün olmayan bir olay. Kazalarda zarar araç gören
araçların yedek parçası var ama ya insanların?
Her yıl yollarda çok büyük
değerlerimizi yitiriyoruz yada sakat kalmalarını seyrediyoruz Emniyet Genel
Müdürlüğü verilerine göre 2008 yılında
929.304 kaza olmuş, 4.228 kişi
yollarda hayatını kaybetmiş, 183.841 kişi de yaralanmış. Ama bu rakam sadece
kaza anında hayatını kaybedenleri kapsıyor, hastane ve sonrasını da düşünürsek
bu rakam çok daha fazla. Uzmanların görüşü her yıl 8.000-10.000 kişi, yollarda
hayatını kaybediyor.
Bir yüzyıl kadar önce dünyada 30 Milyon kişi yaşıyordu. O günlerde
de kazalar oluyor ve kimileri hayatını kaybediyor kimiler de sakat kalıyordu.
İlk kayıtlı kaza 1896 yılında Bridget
Driscoll isimli bir İngiliz bayanın Londra’da bir arabanın çarpması sonucu
hayatını kaybetmesi ve soruşturmayı yürüten savcının “ böyle bir şeyin bir daha
asla olmasını istemiyoruz” sözünü ile tarihe geçmiş. 113 yıl sonra ise yılda 1.3 milyon kişi
yollarda hayatını kaybediyor ve bir o kadar kişi de kalıcı sakatlıklarla
hayatını sürdürmek zorunda kalıyor. Trafik kazaları dünyanın her tarafında
olduğu gibi bizim ülkemizde de pek çok ailenin hayatını karartmaya hızla devam
ediyor. Teknolojinin yükselmesi ile yol kurbanlarının sayı da artıyor.
Kazaların azaltılması için harcanan çabalara rağmen küresel yol ölümleri hızla
artmaya devam ediyor.
Kaza sonrası yaşanan sorunlar, uzun
ve yıllar süren yargı süreci, sonunda verilen cezaların caydırıcı olmaması
yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz olmasına neden oluyor. Türkiye’de yapılan
bir araştırmaya göre (Trafik Kazalarını Önleme Derneği) her 17 aileden biri trafik mağduru. Kurallara
uymuyoruz, en basit önlem olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına dikkat
etmiyoruz. Direksiyon başına geçince bir canavara dönüşüyoruz. Çarpıp
kaçıyoruz, arkamıza bile bakmadan…
Trafik Mağdurlarını Anma Günü , 1993
yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı
düzenlenmeye başlandı. 26 Ekim 2005 tarihinden
itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik
Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı.
Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak
tanındı.
Yollarda kaybettiğimiz çok kıymetli
annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi, eşlerimizi, arkadaşlarımızı ve
çocuklarımızı sevgi ve saygı ile anmak için 15 Kasım 2009 da Taksim Meydanına
bekliyoruz.
2010 YILI
Bağdat caddesinde Suat’ın çarpışma
yerinde bir anma etkinliği düzenledik. İne çok kalabalık değildik. Basında yine
yer buldu ve çarpışmadan sonra ikinci kez oraya gittim. Bir sefer de 2006 yılı
sonunda trafik ışıklarını kontrol için sabaha karşı gitmiştim.
Basın
Bülteni
Her
yıl Kasım ayının 3. pazarı Trafik Mağdurlarını Anma Günü.
Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu
FEVR tarafından düzenlenmeye
başlandı. 26 Ekim 2005 tarihinden
itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını
Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007
yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. Ama kaza
ve kayıp sayılarında bir değişiklik olmadı.
Hepinizin tanıdığı veya akrabası bir
Trafik Mağduru vardır. Kaza geçirmiş, kaza sonucu hayatını kaybetmiş ya da
sakat kalmış en az bir kişi yakınınızdadır. Gazetelerde ve televizyonlarda
alışık olduğumuz haberlerdendir Trafik Kazaları. Kader işte, yazık, çok da
gençmiş denilen 3. sayfa haberleridir. Oysa hiçbir araç içinde kullanıcı yokken
kaza yapmaz. Aslında kaza denmemesi erekiyor. Kaza kelimesi ile baştan
affetmeyi öngörüyoruz. Oysa ki, bir anlık dikkatsizlik, sorumsuzluk ve
saygısızlık sonucu oluşan ama telafisi hiçbir zaman mümkün olmayan bir olaydır
Trafik Çarpışmaları. Günde minimum 25 kişi hayatını yollarda kaybediyor, 500
kişi de yaralanıyor ve en az 25 kişi de kalıcı sakatlıklarla hayatına devam
etmeye başlıyor. Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre 2020 yılında trafik
kazaları dünya genelinde %67 artacak ve
Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007 yılında 9. sırada olan Trafik
Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek. Bu da bir terör, Trafik Terörü…
Her yıl yollarda çok büyük
değerlerimizi yitiriyoruz, yaralanmalarını ve sakat kalmalarını izliyoruz.
Uzmanların görüşü, ülkemizde her yıl 8.000-10.000 kişi .yollarda hayatını
kaybediyor. Dünya genelinde ise 1.3 milyon kişi hayatını kaybediyor. 45 yaş
altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Çarpışma sonrası yaşanan
sorunlar, uzun ve yıllar süren, maddi olarak yıpratıcı yargı süreci, sonunda verilen
cezaların caydırıcı olmaması yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz olmasına
neden oluyor.
Yıllar 2007 2008 2009
Kaza Sayısı 825.561.- 950.120.- 1.034.435.-
Kayıp Sayısı 5.007.-
4.236.- 4.300.-
Yaralı Sayısı 189.057.- 184.468.-
200.405.-
• Bu
rakamlar Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığının Sitesinde yer alan
resmi rakamlardır. Fakat bu rakam sadece olay yeri kayıplarını kapsar,
hastanede yada takip eden yakın zamanda kazaya bağlı kayıpları kapsamamaktadır.
Uzmanlar, gerçek rakamların, resmi rakamların 3 katı yani 12.000 civarında
olduğunu söylemektedir.
Kurallara uymuyoruz, en basit önlem
olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına bile dikkat etmiyoruz. Direksiyon
başına geçince bir canavara dönüşüyoruz. Sadece kendimizi düşünüyor ve ”bana
bir şey olmaz” felsefesi ile yaşıyoruz. Çarpıp kaçıyoruz, arkamıza bile
bakmıyoruz. Ama “çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın
yaşam hakkına kast etmektir.”
TRAFİK TERÖRÜ. Tüm dünyada var olan
bir terör. Bizim ülkemiz ise, ne yazık
ki bu terörde en ön sıralarda yer alıyor. Bizler yine bir Anma Gününde, bu
soruna dikkat çekmeye çalışıyoruz. Ama bu terör sadece bir gün ve birkaç
kişinin dikkat çekmesi ile düzelecek bir sorun değil. Bu da aynı ülkenin terör,
işsizlik, açılım gibi çok önemli bir sorunu.
Kanser için her gün yeni ilaçlar ve tedavi yöntemleri bulunuyor, insan
sağlığını tehdit eden her virüs için yeni aşılar ve tedaviler geliştiriliyor,
sigara için “dumansız hava sahaları” kuruluyor
ama yılda 1.3 milyon kayıp
(10.000 kayıp da sadece Türkiye)
için yani yollarda hayatını kaybedenler için hiçbir önlem ALINMIYOR.
Tüm karar vericileri TRAFİK
TERÖRÜNE karşı birlik olmaya
çağırıyoruz. Ve diyoruz ki,
1. Trafik Kazaları ve yaralanmaları
bir ülkenin yol güvenliğini belirler.
Güvenli
yollar istiyoruz.
2. Yollar kamu malıdır ve insanlar
arasında bir iletişim ağı oluşturur. Güvenli yollar ve sürdürülebilir
hareketlilik için Karayolu ağı dikkate alınarak, kamusal alanlarda korunmasız
yayaların gereksinimleri göz önüne alınmalıdır. Araçlar için hazırlanmış olan
karayolu haklarının araçlardan, yayalara verilmesi gerekir.
Araçlara
tanınan ayrıcalığın Yayalara tanınmasını istiyoruz.
4. Yol kayıpları, yaralanmalar ve
güvenli ulaşım, bir insan hakları
konusudur. Ve İnsan hakları ihlali olarak ele alınmalıdır.
Bir
insan olarak hakkımızı arıyoruz ve yollarda ölmek yada yaralanmak istemiyoruz…
5. En önemlisi de cezalar caydırıcı
olmalıdır. Mevcut yasada değişiklikler yapılmalı ve ödül şeklinde cezalar uygulanmamalıdır.
Verilen cezalar, mağdurların mağduriyeti
daha da fazla artırmakta, trafik kazası davalarında kapsamlı soruşturmalar
yapılmamakta ve bu da güvenilir adaleti engellemektedir. Bunun için de etkin ve
caydırıcı bir trafik yasamızın olması gerekmektedir.
Bir
vatandaş olarak ödül gibi cezalar istemiyor ve yasada yer alan bilinçli
taksirin uygulanmasını istiyoruz.
6. Mağdurlara uluslar arası
standartların sağlanması, rehabilitasyon, yargı ve sigorta konularında gerekli
desteğin Devlet tarafından verilmesi gerekmektedir.
Tüm karar vericilerin ve siyasilerin
Trafik Kazalarına karşı ortak bir çalışma yapmasını, Yaklaşan seçim sürecinde,
seçim kampanyalarında kazaların önlenmesi ile ilgili de projelerinin olmasını Ve
Devlet desteği ile her birey, kurum ve kuruluşun katılacağı ortak bir
kampanya ile kazalara karşı mücadele istiyoruz…
Trafik
Mağdurlarını Anma Günü ,
1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı
düzenlenmeye başlandı. 26 Ekim 2005
tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel
bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım
sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi
olarak tanındı.
2011 YILI
Şişli Meydanında Doğan haber
Ajansından aldığımız çarpışma görüntülerinin sokak sergisini yaptık. Saygı
duruşu öncesinde bir saksafon solosu yapıldı. Basın açıklaması sırasında önümüzde trafik
çarpışması oldu, basın yine bizimle birlikteydi. Şişli Belediyesi bir okulu da
Anma Günü etkinliğine davet etmişti.
Basın
Bülteni
Direksiyon
başına oturduğunuz zaman UNUTMAYIN ve HATIRLAYIN!
Trafik
Kazalarında Ölen ve Yaralanan Milyonlarca İnsanı Anıyoruz…
Dünyada her yıl 1,3 milyon insan
yollarda hayatını kaybediyor. Ülkemizde de resmi olmayan rakamlara göre 10.000
insan yol kurbanı oluyor. Hepimizin ailesinde ya da yakınında bir trafik
mağduru vardır. Toplum olarak kanıksadığımız, doğal saydığımız ve kader diye
nitelendirdiğimiz bir olaydır trafik çarpışmaları.
Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına
göre 2020 yılında trafik kazaları dünya genelinde %67 artacak ve Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007
yılında 9. sırada olan Trafik Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek.
Trafik ölümlerinin ve yaralanmaları tüm dünyada büyük bir halk sağlığı
sorunudur. Bu büyük sorun toplumsal bir katılım ve basit önlemlerle
azaltılabilinir.
Mayıs 2009 da Brüksel de WHO
tarafından gerçekleştirilen toplantıda çıkan sonuç bildirgesine göre 17-20
Kasım 2009 tarihleri arasında Moskova’da gerçekleştirilen zirvede “ Dünya
çapında bir anmadan, dünya çapında bir eyleme” geçildi ve global çerçevede 10
yıllık plan hazırlanarak yol kayıplarının önüne geçilmesi için her ülke çalışmalarına
başladı. 10 yıllık eylem planı için Üye Devletleri, uluslararası kuruluşları, sivil toplum
örgütlerini, özel kurumları ve toplum liderlerini Yol kayıplarının önlenmesi
için göreve çağırıyoruz. Ve de bu yönde atılmış bir adım olarak, hükümetlerin küresel
olarak 11 Mayıs 2011 tarihinde açıkladığı 10 Yıllık Eylem Planını uygulamaya
başlamalarını talep ediyoruz.
Her yıl yollarda çok büyük
değerlerimizi yitiriyoruz, yaralanmalarını ve sakat kalmalarını izliyoruz. 45
yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Çarpışma sonrası yaşanan
sorunlar, uzun ve yıllar süren, maddi olarak yıpratıcı yargı süreci, sonunda
verilen cezaların caydırıcı olmaması yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz
olmasına neden oluyor.
Kurallara uymuyoruz, en basit önlem
olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına bile dikkat etmiyoruz. Direksiyon
başına geçince, elimizde cep telefonları ile
bir canavara dönüşüyoruz, Sadece kendimizi düşünüyor ve ”bana bir şey
olmaz” felsefesi ile yaşıyoruz. Çarpıp kaçıyoruz, arkamıza bile bakmıyoruz. Ama
“çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkına kast
etmektir.” Her türlü ikaz ve uyarıya rağmen geçtiğimiz hafta bayram tatili
içinde 68 kişi hayatını kaybetti, 321 kişi de yaralandı. Unutmayın ve Hatırlayın! Dünya Çapında Bir Anmadan, Dünya Çapında Bir
Eyleme …
2012 YILI
Mecidiyeköy Cevahir Alışveriş Merkezi
önünde sloganlardan hazırladığımız sokak sergisini açtık, bir ney dinletisi ve
basın açıklaması yaptık.
Basın
Bülteni
Biliyor
musunuz?
Ülkemizde resmi rakamlara göre her 29
saniyede bir trafik çarpışması olduğunu ve Türkiye’deki 100 trafik
çarpışmasının 14.7’sinde bir çocuğun hayatını kaybettiğini?
Trafik çarpışmalarında yaşamını
yitiren her 100 kişiden 26’sı bir çocuk olduğunu?
Ve trafik çarpışması sonucu hayatını
kaybeden her dört kişiden birinin, 9 yaşın altında olduğunu Biliyor muydunuz?
Ve biliyor musunuz “bazılarının hoşça
kal demeye vakti olmuyor!”
Trafik Mağdurlarını Anma Günü…
Dünya genelinde her yıl 1.3 Milyon
insan, trafik çarpışmaları sonucu yollarda hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise
her yıl, resmi olmayan rakamlara göre 10.000 kişi yol kurbanı oluyor. Dünya
Sağlık Örgütünün rakamlarına göre 2020 yılında trafik kazaları dünya genelinde
%67 artacak. Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007 yılında 9. sırada olan
Trafik Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek. Dünya Sağlık Örgütünün
verilerine göre dünya genelinde yaralanma sonucu ölümlerde Trafik
çarpışmalarının oranı %23.
Trafik çarpışmaları, ülkemizin büyük
ve göz ardı edilen sorunu. Her gün yollarda yaklaşık 25 kişi hayatını
kaybediyor. 500 kişi yaralanıyor ve bu yaralanmaların sonucu da 25 kişi her gün
kalıcı sakat olarak hayatına devam ediyor. Resmi rakamlara göre 29 saniyede bir
bu ülkede bir trafik çarpışması oluyor. Günlük kaza sayısı resmi olarak 2.886.
Son 10 yılda gerçekleşen kazaların resmi maddi kaybı 10 Milyar TL. ve biz ülke
olarak hala kadermiş diyebiliyoruz ve her gün 3. Sayfa haberlerine “yazık”
deyip geçip gidiyoruz. Nedense, her zaman trafik çarpışmaları için 3 maymunu
oynuyor ve hiçbir önlem almıyoruz.
Çok büyük değerlerimizi ve en
sevdiklerimizi yollarda kaybediyoruz.. Trafik çarpışması ölümleri ve
yaralanmaları ani, şiddetli ve de travmatik olaylar olarak kişiler üzerinde
hayat boyu etkisini sürdürüyor.
Çoğunlukla da kalıcı olan travmatik etkiler bırakıyor. Her yıl, dünyanın
her köşesinde gerçekleşen yeni çarpışmalarda yaşamını yitiren ya da sakatlanan
milyonlarca trafik mağduru ve yakını, yıllardır acı çekmekte olan bu büyük
topluluğa ne yazık ki hızla eklenmeye
devam ediyor. Milyonlarca kişinin
yaşamakta olduğu bu büyük acı ve kederin yükü çok ağırdır. Çünkü trafik
mağdurlarının büyük çoğunluğu gençtir, 45 yaş altı kazaların birinci nedeni
trafik çarpışmalarıdır. Ve ne yazık ki birçok kaza önlenebilir niteliktedir.
Ayrıca trafik çarpışmalarından kaynaklanan ölüm ve yaralanma olaylarında
mağdurlara ve de ailelerine verilen yanıtlar, çarpışma sonucu uygulanan mahkeme
kararları genellikle empatiden uzaktır, eksiktir ve çarpışma sonrasında oluşan
yaşam ve yaşam kalitesi kaybı karşısında oldukça yetersizdir.
Sizden dileğimiz ,“Lütfen her yıl
kasım ayının 3. pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri hiç olmazsa bir gün
için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusça çok
değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı,
herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil,
etrafımızdakileri de düşünerek kayıpları azaltmalıyız.”
Her yıl Kasım ayının 3. pazarı Trafik
Mağdurlarını Anma Günü. Anma Günü,1993
yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından düzenlenmeye başlandı. 26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık
Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını Anma Günü tanındı ve
dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik
Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı.
Çarpıp
kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir İNSANIN YAŞAM HAKKINA KAST ETMEKTİR!
22 Ekim 2013 Salı
Ve yine trafik mağdurları...
Gazeteler, bayram sonrası yer verdiği haberlerde yine yazdılar, “Yollar Kana Bulandı”, “Acı Tablo”… Uzun bayram tatilinde meydana gelen trafik kazalarında, 131 kişi
hayatını kaybetti, 6 bin 738 kişi de
yaralandı . Bir de bu rakam sadece olay anında hayatını kaybedenleri kapsıyor,
hastanede ya da daha sonra hayatını kaybedenler bu rakama dahil değil.
“Verilere göre, bayram tatili süresince 3 bin 319 kaza
meydana geldi.Kurban Bayramı'nda 9 günlük tatili fırsat bilerek tatili başka
yerde geçirmek isteyen vatandaşlar yolları kana buladı. Yurtta meydana gelen
trafik kazalarında 131 kişi öldü, 6 bin 738 kişi de yaralandı. Tatilin ilk 9
gününde en fazla ölümlü kazalar, 37 kişinin yaşamını yitirdiği Kurban
Bayramı'nın ikinci günü oldu ve bu kazalarda bin 24 kişi de yaralandı. En az
ölümlü kaza ise arife gönü olan 14 Ekim pazartesi günü oldu.Kurban Bayramı
tatili süresinin aynı olduğu 9 gün içerisinde 2010, 2011 ve 2013 yılı trafik
kazaları karşılaştırıldığında; 2010 yılında 98 ölümlü kazada 122 kişi hayatını
kaybetmişken,2011 yılı Ramazan Bayramın da 109 ölümlü kazada 144 kişi hayatını
kaybetti. 2013 yılında ise 95 ölümlü kazada 131 kişi hayatını kaybettiği
belirlendi. www.haberler.com “
Trafik ve trafik çarpışmaları ülkemizin en önemli
sorunlarından biridir. Yıllardır sürüp gitmekte ve kanıksanmış bir sorun olarak
da büyümeye devam etmektedir. Trafik çarpışması ve sonrasında yaşananlar, her
gün ortaya çıkan çözümsüzlükler ise azalacağına , her geçen yıl daha da
artmaktadır. Biz trafik kazası demiyoruz çünkü “kaza” kelimesi baştan affetmeyi
öngörüyor. Oysa yaşananların hepsi dikkatsizlik ve sorumsuzluk nedeni ile
meydana geliyor. Bir anda gideceğiniz yere asla gidemiyorsunuz ya da bir
başkasının gitmesine engel oluyorsunuz. Biraz dikkat etsek, önce kendi
güvenliğimizi düşünsek, kendi sorumluluğumuzu anlasak, sadece kendimizi
düşünmesek, bizim başımıza gelmez demesek belki de yollarda bu kadar çok kayıp
vermeyiz.
Trafik mağdurları, trafik çarpışmaları sonucu oluşan çok
büyük bir topluluktur. Din, dil ve ırk ayırt etmeden, genç yaşlı dinlemeden,
ölen, yaralanan, sakat kalan ve geride kalanlar topluluğu. Dünyada, ülkemizin
her tarafında ve neredeyse artık her evde…
2011 yılı Emniyet genel Müdürlüğü resmi rakamlarına göre,
Toplam ölümlü çarpışma sayısı 277 bin 976 .
Bu çarpışmalarda yol kurbanı sayısı, 3 bin 268 kişi . Yaralanan kişi
sayısı ise 237 bin 701 .
·
Yalnız bu rakamlar sadece olay anında
hayatını kaybedenleri kapsıyor. Uzmanlar bu rakamın 3 ile çarpılması
gerektiğini söylüyor.
Trafik
çarpışmaları ve çarpışma sonucu yaşanan sorunları oluşturan etkenler ahtapot
gibi pek çok koldan oluşur. Bu sorunun ilgili kurumları da her bir aşamada
farklılık gösterir. Trafik mağdurları, çarpışma sonrası her kurum ile ayrı ayrı
uğraşmak ve hakkını aramak için çaba göstermek zorundadır.
Çarpışma
olduğu anda hemen acil yardım gerekmektedir. Bu anda Trafik Mağdurları Sağlık
Bakanlığı
ile karşılaşır. Ambulans ve acil yardım sonrasında hastane tedavisi gelir.
Ölümlü
ve yaralanmalı çarpışmalarda polis soruşturması yapılır ve polis çarpışma
dosyasını
hazırlar,
polis geldiği andan itibaren trafik mağdurları İçişleri Bakanlığı ile
muhattaptır.
Polis soruşturması bittikten sonra yargı süreci başlar
ve trafik mağdurları Adalet Bakanlığı ile karşı karşıya gelir. Bu arada sigorta
şirketleri devreye girer. Eğer çarpışmada yol kusuru varsa Ulaştırma Bakanlığı
ve Belediyeler de trafik mağdurlarının muhatabı olur. Trafik çarpışmalarında en
büyük sorun, çarpışma sonrasında yaşanan ve ödül gibi cezalarla sonuçlanan,
mağdurların mağduriyetini daha da artıran yargı sürecidir.
Genelde kadermiş anlayışı Yargı da hala devam etmekte,
giden gitmiş, kalanı kurtaralım düşüncesi, dava sürecinin her aşamasında
kendisini göstermektedir. Özellikle “çarpıp-kaçma” artık bir alışkanlık haline
gelmiş ve hakim takdirinde bir karar olduğu için de , basit bir trafik davası
olarak görülmeye devam etmektedir. Oysa AB ülkelerinde çarpıp kaçmak, “yaşam
hakkı ihlali” olarak yargılanmaktadır. “
Oysa çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkını
ihalal etmektir. “
Çarpışma
sonrasında alınacak ve alınması gereken rehabilitasyon ve psikolojik destek
sürecinde
de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye girer. Bir de çarpışma sonrası
sakatlıklar vardır.
Uzun,
yıpratıcı ve çözümsüz bir süreçtir trafik mağdurlarının yaşadığı . Haklarımızı,
bu haklara nasıl ulaşacağımızı, davamıza nasıl sahip çıkacağımızı ve haklıyken
nasıl haksız duruma düşmeyeceğimizi hala bilmiyoruz. Adalet ve adaletin
eksikliği trafik mağdurlarının en önemli sorunu.
İnsan
yaşamı, engelli bir koşu. Bu koşu içerisinde önümüze birçok engel çıkıyor.
Trafik çarpışmaları ise, bu engellerin
en büyüğü. Sorumsuzluk, dikkatsizlik ve duyarsızlık sonucu oluşan kazalar,
bazen yok ediyor, bazen de sakat
bırakıyor. Dünya genelindeki trafik kazalarında her yıl 1.2 milyonun üzerinde
insan ölmekte ve bu rakamın çok üstünde yaralanmalı kazalar meydana
gelmektedir. Yaralanmalı kazaların büyük bir bölümü de kalıcı sakatlıklara
neden olmaktadır. Ölen her insanın yanında en az bir kişi de hayat boyu sürecek
sakatlıklarla baş başa kalmaktadır. Ülkemizde resmi olmayan yıllık rakamlara
göre yollarda 8.000-10.000 kişi hayatını kaybetmektedir. Bu da bir terör.
TRAFİK TERÖRÜ....
Ateş
düştüğü yeri yakıyor ama trafik kazalarının yol açtığı gerçek yangın çok daha
fazlasını içeriyor. Özellikle 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik
çarpışmaları. Bu çarpışmalar ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin
hayatını karartmaya devam ediyor. Çarpışma
nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar,
mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor. Çarpışma
sonrası, özellikle yargı safhasında verilen/alınan cezaların yetersizliği,
mağdurların acıları ve kayıplarının yanında haklı olduklarını
ispatlama/kanıtlama çabaları, adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan iletişimsizlik,
ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor. “Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu” FEVR
‘in yaptırmış olduğu araştırmaya göre ölümlü trafik çarpışmaları sonrasında yaşanılan ölüm acısı, 1/3 oranında
insanın çarpışmadan sonraki 3 yıl içerisinde intihar ettiğini, %62 oranında
insanın da depresyon altında olduğunu göstermektedir. Biz de bu mağdurlardan
biriyiz. Ve ne yazık ki ne ilk, ne de
sonuncu olacağız.
9
Nisan 2006 günü Suat Ayöz’ü kaybettik, çarpan bırakıp kaçtı, 9 gün sonra geldi.
Kaza sonrası yaşadığımız ve hala yaşamaya devam ettiğimiz bir yargı süreci
geçirdik. Ne yapmamız gerektiğini ve
nasıl yapmamız gerektiğini, haklarımızı ve bu hakkımıza nasıl sahip
çıkacağımızı bize destek olan, acımızı paylaşan ve de kendi geçirdikleri kötü
süreci bize aktaran dostlarımız sayesinde geçirmeye çalıştık. Ve bu
deneyimlerimizi Suat’ın adına kurduğumuz dernekte sürdürmeye çalışıyoruz “Suat
Ayöz Trafik Mağdurları Derneği” . Yargı sürecinde başarılı olamadık, iç hukuk
hakkımız bitti ve AHİM sürecine başladık. Bu süreç de dosyanın iadesi ile
sonuçlandı ve şimdi yeni bir dava açacağız. Ama herşeye rağmen inanıyoruz,
sonunda başarılı olacağız.
Ve
şunu biliyoruz ki, çarpıp-kaçmak, hakim takdirinden çıkarılıp, Türk Ceza
Kanununda yer alacak bir yasa maddesi çıkana ve çarpıp-kaçmanın “bilinçli
olarak yaşam hakkını elinden almak” olarak yasada yer almana kadar çalışacağız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)