28 Ekim 2013 Pazartesi

Sayın yetkili, ( ilgili sorumsuz editörlerinize iletiniz lütfen)


Alpar bu gün mail atmış ve ben de herkesle paylaşıyorum bu maili. Belki bu ülkede 100 tane daha Alpar olsa sorunlarımız azalır ve her gün daha güzel bir ülkede uyanırız. Alpar  çok değerli bir dostum, sıra dışı bir adam, geçen yıl kürekle Venedik'e gitmişti. Ondan önce de Nepal'e gidip Aşram'a girmişti. Bu yaz Likya yolunda bisiklet turları yaptı. İstanbul'un kastığı insanlardan benim arkadaşım. Büyükada'da oturuyor çünkü en sakin orayı buldu, yazın da gelmiyor zaten. Kışları İstanbul'da , yazları da Bucak'ta geçiriyor. Yaşadığı yerde elektrik bile yok daha, yakında bağlanacak. Bu yıl başı bir arazi aldı ve orada tarım ve alternatif turizm yapacak. herşeyini de kendisi yapıyor.  Çok güzel bir yer olacağına da eminim, daha görmedim. Benim canım arkadaşım televizyon da izlemez, haberlere de bakmaz. Çünkü baktığım anda, baştan sona herşey saçma ve arızaya geçiyorum diyor, ... Ama nasıl olduysa bu gün ntvmsnbc'yi açmış ve bir trafik çarpışması haberi görmüş. Sonrasında da hemen yazmış mailini. 
sakın yazmış da ne olmuş demeyin. Çok önemli, eğer insanlar tepkilerini dile getirseler, bizler de bu saçmalıkların azaldığını görürüz. Dikkate alacaklar mı? Bilmem? Belki alırlar, ben de yarın dernek olarak aynı haber için Alpar'ın da mailini ekleyerek göndereceğim. belki bu yazıyı okuyacak yöneticilerden biri ve daha sonra yaptıkları haberde dikkatli olacaklar. 
Alpar'a teşekkürler ve keşke daha 99 tane Alpar olsa... 
Sayın yetkili,
( ilgili sorumsuz editörlerinize iletiniz lütfen)
Bir insanın korkunç bir trafik kazasının görüntülerinin videosunu yayınlayıp bu kişinin sağlık durumu, çarpan kişinin cezalandırılması, oradan geçenlerin tepkisizliği gibi gerçekten haber olması gereken her şeyi atlayıp, umursamayıp sadece bir insanın belki de ölümünü adeta magazin haberi gibi veren yayın anlayışınızı kınıyorum.
Üstelik bizimkisi gibi bir ülkede , herkesin neredeyse trafik kazalarından, insan hatalarından bir şekilde  mağdur olduğu bir ülkede sorumsuzluğunuzdan, her şeyi magazine indiren sığ bakış açınızdan dolayı bu sözde haberi yapan herkesi, editörünü taaa yönetim kurulu başkanınıza kadar kınıyorum.
Umarım bu sorumsuzlukta payı olanlar bir
gün kıyısından köşesinden benzer bir şekilde mağdur olup bu kez insan olma onuruna yakışır haberler yaparlar.
2013 yılında bu zihniyete yazıklar olsun.
Alpar Sargın

27 Ekim 2013 Pazar

Unutma &Hatırla....2006'dan Bu Güne

Trafik Mağdurları Anma Günü, ilk kez 2006 yılında duydum. Unutma ve Hatırla!!!
O güne kadar hiç haberim bile yoktu böyle bir günün olduğundan. Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü 2006 dan beri hayatımın mihenk taşlarından biri oldu. 9 Nisan 2006 da Suat'ı Bağdat Caddesinde karşıdan karşıya geçerken kaybettim. 9 Nisan 2006 dan itibaren gün ve gün hayatım değişti. İdil'e geçen yıl söylemiştim, değişmeyen bir cinsiyetim kaldı, diye. 
İnsan çok yakınını kaybettiği zaman bir başka evreye geçiyor. Bir anda ne kadar çaresiz olduğunuzu görüyorsunuz. Hiç bir şey yapamıyorsunuz, boğazınıza bir düğüm takılıyor ve o düğümle yaşamaya alışıyorsunuz. Bende ki bu düğümden dünya üzerinde milyonlarca insanda da var. Evet ben ve benim gibi insanların kaybettiklerini sevgi ve saygı ile anmak için düzenlenen bir gündür Trafik Mağdurlarını Anma Günü. Ve herkesin bir hikayesi vardır, tadı damağında kalan ve yazılacak çok sayfası boş kalan...
İlk kez 1993 yılında Brigitte Chaudhry  tarafından, Fevr (Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu) geçmiş dönem başkanı ve İngiltere, Road Peace Derneği kurucusu Trafik Mağdurları Anma Günü etkinliği düzenlenmiş. Brigitte, 1980 yılında oğlunu Londra'da kaybetmiş. Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü çarpmış ve oğlunu kaybetmiş. Çarpan çok ufak bir para cezası ile hayatına devam etmiş, Brigitte ise 7.5 yıl boyunca meclisin önünde oturma eylemi yapmış. Sonunda bir araştırma yaptırmayı karar vericilere kabul ettirmiş, " Trafik çarpışmalarından sonra, trafik mağdurlarının yaşam kalitesindeki düşmeyi" ortaya çıkarmış. Bu araştırma sonucuna göre trafik mağdurlarının yaşamında ilk üç yıl içinde %50 oranında düştüğü ve mağdurların ilk üç yıl içinde 1/3 ünün intihar ettiği ortaya çıkmıştır. Bu araştırma sonucunda İngiltere'de trafik cezaları artırılmış ve yasa değişmiştir.
Ne yazık ki yılların geçmesine rağmen araştırma tekrarlandığı halde çıkan sonuçlar yine aynı....
1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı düzenlenmeye başlanmış.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. Ben Türkiye'nin tanıdığı tarihe bizzat tanıklık ettim ama tanınması toplumda bilinmesi bir yana devlet kurumlarında bile bilinmedi. 
2006'dan günümüze hazırladığımız bültenlerin hepsi de yazının devamında ve 17 Kasım 2013 Trafik Mağdurlarını Anma Günü, lütfen siz de Unutmayın ve Hatırlayın!!!
 Trafik Mağdurlarını Anma Günü Bültenleri
2006 YILI
Bülten yayınladık, basına ve karar vericilere gönderdik. Hiç yanıt gelmedi, sadece Yalçın Bayer ve birkaç internet sitesi yer verdi.
Basın Bülteni
Beni unutma ve hatırla
Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde....
“Trafik Kazalarında Ölen ve Yaralanan Milyonlarca İnsanı” anıyoruz
Trafik kazalarında ölen veya yaralanan milyonlarca mağdur, 19 kasım pazar günü
“Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde anılacak.
1993 yılında Fevr (European Federation of Road Traffic Victims/Avrupa Trafik Kazaları Mağdurları Federasyonu) tarafından İngiltere’de başlatılan ve her yıl kasım ayının üçüncü  pazar günü olarak belirlenen “Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü”, 2005 yılından bu yana, uluslararası bir gün olarak gündemde tutuluyor.
Kazalar ve kayıplar dünyanın her yerinde oluyor. İnsan yaşamı, engelli bir koşu gibi. Bu koşu içerisinde önümüze birçok engel çıkıyor. Trafik kazaları ise, bu engellerin en büyüğü. Sorumsuzluk,  dikkatsizlik ve duyarsızlık sonucu oluşan  kazalar,  bazen yok ediyor, bazen de kişileri engelli bırakıyor. Ülkemizdeki trafik kazalarının bilançosu adeta bir savaş sonucu gibi! 2006 yılının ilk dokuz ayında  478.161 kazada, 2.565 kişi hayatını kaybetti, 100.979 kişi yaralandı ve tahmin edilen maddi hasar da 548.359.713 YTL civarında.
Özellikle 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Bu  kazalar ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin hayatını karartmaya devam ediyor. Kaza nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar, mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor.  Kaza sonrası, özellikle yargı safhasında verilen/alınan cezaların yetersizliği, mağdurların acıları ve kayıplarının yanında haklı olduklarını ispatlama/kanıtlama çabaları,  adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan iletişimsizlik, ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor.
Biz de bu mağdurlardan biriyiz. Ve ne  yazık ki, ne ilk, ne de sonuncu olmayacağız.
DİLEĞİMİZ, Lütfen her yıl, Kasımın üçüncü pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri, siz de hiç olmazsa bir gün için  hatırlayın ve  bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusça çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil, karşımızdakini ve yanımızdakini de düşünerek kayıpları azaltmalıyız. “İnsanların gözlerinin ve tenlerinin renkleri farklı farklı bile olsa,  gözyaşlarının rengi aynıdır” Üstün Dökmen.

2007 YILI
Kadıköy Meydanında toplandık, yaklaşık 25 kişiydik ve mum yaktık, bir de saygı duruşunda bulunduk. Meydanda basın açıklamasını Emniyete bir dilekçe ile duyurmuştuk ve gelen polis sayısı 50’nin üzerindeydi. Meydanın bir tarafında da horon tepen Karadenizliler vardı, onlar da 100 kişi vardı. İçlerinden biri bana gelip “abla bırak bu işleri, içini karartır insanın bu konu, gel horon tep” dedi.
Basın Bülteni
İki ilimizin, Tunceli ve Bayburt’un toplam nüfusundan fazla insanımızı trafik kazalarında kaybettiğimizi biliyor musunuz?
18 Kasım 2007, Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde....
“Trafik Kazalarında Ölen ve Yaralanan Milyonlarca İnsanı” anıyoruz
Adeta teröre dönüşen trafik kazalarında, son 26 yılda, ülkemizdeki iki ilin, Tunceli ve Bayburt’un toplam nüfusundan fazla insanımızı kaybettik. 1980-2006 yılları arasında 200 binden fazla insanımız yaşamını yitirdi. Onbinlerce ailenin hayatına ateş düştü. Kural ihlali yapan 10 milyondan fazla ehliyetli sürücü ise hayatınızı her an kâbusa dönüştürebilir.
Şişli Belediyesi, Trafik Kazalarını Önleme Derneği ve Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği, trafik kazalarında ölen veya yaralanan milyonlarca mağdur için 1993 yılından bu yana bütün dünyada kabul edilen 19 Kasım 2007 “Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü’nde çarpıcı rakamlarla ülkemizdeki trafik kazalarının korkunç boyutlarını ortaya koyuyor.
Dünya Trafik Mağdurları Anma Günü sayesinde trafik kazalarının neden ve sonuçlarına dikkat çekmek için yapılan açıklamalara göre, ülkemizdeki trafik kazalarının ortaya çıkardığı tablo adeta savaş sonucu gibi! Türkiye’de ehliyetli sürücü  sayısı yaklaşık 20 milyon. Bunların en az yarısı  kural ihlali yapıyor. Başka deyişle 10 milyon potansiyel intihar komandosu... 1980 ile 2006 arasındaki 26 yıl içinde resmi rakamlara göre 137 binin üstünde insan trafik kazalarında öldü. Bu rakamlar sadece kaza yerinde ölenleri kapsıyor; hastane yolunda, hastanede ve daha sonra ölenleri, kaydedilemeyenleri kapsamıyor. Gerçek rakam 200 binin çok üstünde. Bu aktardığımız sayılar birer rakam değil sadece, anımsatıyoruz: Hepsi birer insan.
Geçen her 3 dakikada bir çocuk ölüyor
Her 3 dakikada bir çocuk trafik kazası yüzünden hayatını kaybediyor. Özellikle 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Bu  kazalar ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin hayatını karartmaya devam ediyor. Kaza nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar, mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor.  Kaza sonrası, özellikle yargı safhasında verilen/alınan cezaların yetersizliği, mağdurların acıları ve kayıplarının yanında haklı olduklarını ispatlama/kanıtlama çabaları,  adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan iletişimsizlik, ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor. Biz de bu mağdurlardan biriyiz. Ve ne  yazık ki ne ilk, ne de sonuncu olacağız.
DİLEĞİMİZ, Lütfen her yıl, Kasımın üçüncü pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri, siz de hiç olmazsa bir gün için  hatırlayın ve  bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusça çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil, karşımızdakini ve yanımızdakini de düşünerek kayıpları azaltmalıyız.

2008 YILI
Şişli cami yanında meydanda buluştuk, basın açıklaması sırasında yerde üzerine gazete örtmüş arkadaşlarımız vardı. Basın  yer vermeye başladı, televizyonlarda da haber oldu.
Basın Bülteni
Yollardaki terör hergün can almaya devam ediyor. Sadece 9 günlük bayram tatilinde meydana gelen  kazalardaki bilanço 147 kayıp, 673 yaralı…
Trafik Mağdurları her yıl kasım ayının 3. pazarı (16 Kasım 2008) anılıyor. Dünya genelindeki trafik kazalarında her gün 1.3 milyonun üzerinde insan ölmekte ve bu rakamın kat be kat üzerinde yaralanmalı kazalar meydana gelmektedir. Yaralanmalı kazaların büyük bir bölümü de kalıcı sakatlıklara neden olmaktadır. Ölen her insanın yanında en az bir kişi de hayat boyu sürecek kalıcı sakatlıklarla baş başa kalmaktadır. Her gün yollarda hayatını kaybedenlerin sayısı, 11 Eylül Amerika saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısına denk hale gelmiştir.
Ateş düştüğü yeri yakıyor ama trafik kazalarının yol açtığı yangın çok daha fazlasını içeriyor. Ailelerin kaza sonrası yaşadıkları şok durum, kayıplar ve yaralanmalar sonucu oluşan travma, yaşanan adaletsiz uygulamalar nedeni ile zaman içinde iyiye gideceğine, maddi ve manevi daha da kötüye gidiyor. Ülkemizde trafik kazası sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı resmi olmayan rakamlara göre yıllık 8.000-10.000 kişi arasında. Resmi rakamlara göre ise, 2007 yılı içinde toplam 749.456 kaza olmuş, 3.459 kişi hayatını kaybetmiş, 149.140 kişi ise yaralanmış. 9 günlük şeker bayramında  (2008) ortaya çıkan bilanço 147 kayıp, 673 yaralı… Bu rakam bile olayın ne kadar büyük boyutta olduğunu gösteriyor. Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından yapılan araştırma sonucu mağdur ve mağdur yakınlarının 1/3’ünün, ilk 3 yıl içinde intehar ettiğini ve %62 oranında mağdur ve yakının depresyonda olduğunu gösteriyor. Biz de bu mağdurlardan biriyiz . Ve ne yazık ki ne ilk, ne de sonuncu olacağız…
Sizden Dileğimiz, “Lütfen her yıl kasım ayının 3. pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri siz de hiç olmazsa bir gün için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusca çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil, etrafımızdakileri de düşünerek kayıpları azaltmalıyız.” Her yıl Kasım ayının 3. pazarı Trafik Mağdurlarını Anma Günü.  Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından düzenlenmeye başlandı.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. “Bir ülkenin trafik kazaları ve yaralanmalarına gösterdiği önem yol güvenliğine verdiği önemi de gösterir.”
2009 YILI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Şubesinin katılımı ile Taksim meydanında Anma düzenledik, kalabalıktı ama yine hiçbir siyasi parti kefen giydik ve basın açıklaması yaptık. Aynı zamanda meydandakilere kırmızı karanfil dağıttık. “Trafik Mağdurları Yol haritası”nın ilk baskısını da o gün dağıttık, ölümlü ve yaralanmalı çarpışmalarda neler yapılması gerektiğini bir kitapta toplamıştık.
Basın Bülteni
Her gün gazetelerde okuduğumuz ve televizyon haberlerinde izlediğimiz trafik kazası haberlerine toplum olarak ne kadar alışkınız değil mi? ” Yazık olmuş, çok da gençmiş, vah vah vah… Kader ne diyelim?” diyoruz, hep birlikte. Ama trafik kazaları bir kader değil. Bir anlık dikkatsizlik, sorumsuzluk ve saygısızlık sonucu oluşan ama telafisi hiçbir zaman mümkün olmayan bir olay. Kazalarda zarar araç gören araçların yedek parçası var ama ya insanların?
Her yıl yollarda çok büyük değerlerimizi yitiriyoruz yada sakat kalmalarını seyrediyoruz Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre 2008 yılında  929.304 kaza olmuş,  4.228 kişi yollarda hayatını kaybetmiş, 183.841 kişi de yaralanmış. Ama bu rakam sadece kaza anında hayatını kaybedenleri kapsıyor, hastane ve sonrasını da düşünürsek bu rakam çok daha fazla. Uzmanların görüşü her yıl 8.000-10.000 kişi, yollarda hayatını kaybediyor.
Bir yüzyıl kadar önce  dünyada 30 Milyon kişi yaşıyordu. O günlerde de kazalar oluyor ve kimileri hayatını kaybediyor kimiler de sakat kalıyordu. İlk kayıtlı kaza 1896 yılında  Bridget Driscoll isimli bir İngiliz bayanın Londra’da bir arabanın çarpması sonucu hayatını kaybetmesi ve soruşturmayı yürüten savcının “ böyle bir şeyin bir daha asla olmasını istemiyoruz” sözünü ile tarihe geçmiş.  113 yıl sonra ise yılda 1.3 milyon kişi yollarda hayatını kaybediyor ve bir o kadar kişi de kalıcı sakatlıklarla hayatını sürdürmek zorunda kalıyor. Trafik kazaları dünyanın her tarafında olduğu gibi bizim ülkemizde de pek çok ailenin hayatını karartmaya hızla devam ediyor. Teknolojinin yükselmesi ile yol kurbanlarının sayı da artıyor. Kazaların azaltılması için harcanan çabalara rağmen küresel yol ölümleri hızla artmaya devam ediyor.
Kaza sonrası yaşanan sorunlar, uzun ve yıllar süren yargı süreci, sonunda verilen cezaların caydırıcı olmaması yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz olmasına neden oluyor. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre (Trafik Kazalarını Önleme Derneği)  her 17 aileden biri trafik mağduru. Kurallara uymuyoruz, en basit önlem olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına dikkat etmiyoruz. Direksiyon başına geçince bir canavara dönüşüyoruz. Çarpıp kaçıyoruz, arkamıza bile bakmadan…
Trafik Mağdurlarını Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı düzenlenmeye başlandı.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı.
Yollarda kaybettiğimiz çok kıymetli annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi, eşlerimizi, arkadaşlarımızı ve çocuklarımızı sevgi ve saygı ile anmak için 15 Kasım 2009 da Taksim Meydanına bekliyoruz.

2010 YILI
Bağdat caddesinde Suat’ın çarpışma yerinde bir anma etkinliği düzenledik. İne çok kalabalık değildik. Basında yine yer buldu ve çarpışmadan sonra ikinci kez oraya gittim. Bir sefer de 2006 yılı sonunda trafik ışıklarını kontrol için sabaha karşı gitmiştim.
Basın Bülteni
Her yıl Kasım ayının 3. pazarı Trafik Mağdurlarını Anma Günü.  Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından düzenlenmeye başlandı.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı. Ama kaza ve kayıp sayılarında bir değişiklik olmadı.
Hepinizin tanıdığı veya akrabası bir Trafik Mağduru vardır. Kaza geçirmiş, kaza sonucu hayatını kaybetmiş ya da sakat kalmış en az bir kişi yakınınızdadır. Gazetelerde ve televizyonlarda alışık olduğumuz haberlerdendir Trafik Kazaları. Kader işte, yazık, çok da gençmiş denilen 3. sayfa haberleridir. Oysa hiçbir araç içinde kullanıcı yokken kaza yapmaz. Aslında kaza denmemesi erekiyor. Kaza kelimesi ile baştan affetmeyi öngörüyoruz. Oysa ki, bir anlık dikkatsizlik, sorumsuzluk ve saygısızlık sonucu oluşan ama telafisi hiçbir zaman mümkün olmayan bir olaydır Trafik Çarpışmaları. Günde minimum 25 kişi hayatını yollarda kaybediyor, 500 kişi de yaralanıyor ve en az 25 kişi de kalıcı sakatlıklarla hayatına devam etmeye başlıyor. Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre 2020 yılında trafik kazaları dünya genelinde %67 artacak ve  Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007 yılında 9. sırada olan Trafik Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek. Bu da bir terör, Trafik Terörü…
Her yıl yollarda çok büyük değerlerimizi yitiriyoruz, yaralanmalarını ve sakat kalmalarını izliyoruz. Uzmanların görüşü, ülkemizde her yıl 8.000-10.000 kişi .yollarda hayatını kaybediyor. Dünya genelinde ise 1.3 milyon kişi hayatını kaybediyor. 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Çarpışma sonrası yaşanan sorunlar, uzun ve yıllar süren, maddi olarak yıpratıcı yargı süreci, sonunda verilen cezaların caydırıcı olmaması yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz olmasına neden oluyor.
Yıllar    2007   2008   2009
Kaza Sayısı    825.561.-      950.120.-      1.034.435.-
Kayıp Sayısı        5.007.-         4.236.-            4.300.-
Yaralı Sayısı    189.057.-      184.468.-         200.405.-
•        Bu rakamlar Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Daire Başkanlığının Sitesinde yer alan resmi rakamlardır. Fakat bu rakam sadece olay yeri kayıplarını kapsar, hastanede yada takip eden yakın zamanda kazaya bağlı kayıpları kapsamamaktadır. Uzmanlar, gerçek rakamların, resmi rakamların 3 katı yani 12.000 civarında olduğunu söylemektedir.
Kurallara uymuyoruz, en basit önlem olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına bile dikkat etmiyoruz. Direksiyon başına geçince bir canavara dönüşüyoruz. Sadece kendimizi düşünüyor ve ”bana bir şey olmaz” felsefesi ile yaşıyoruz. Çarpıp kaçıyoruz, arkamıza bile bakmıyoruz. Ama “çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkına kast etmektir.”
TRAFİK TERÖRÜ. Tüm dünyada var olan bir terör. Bizim ülkemiz ise,  ne yazık ki bu terörde en ön sıralarda yer alıyor. Bizler yine bir Anma Gününde, bu soruna dikkat çekmeye çalışıyoruz. Ama bu terör sadece bir gün ve birkaç kişinin dikkat çekmesi ile düzelecek bir sorun değil. Bu da aynı ülkenin terör, işsizlik, açılım gibi çok önemli bir sorunu.   Kanser için her gün yeni ilaçlar ve tedavi yöntemleri bulunuyor, insan sağlığını tehdit eden her virüs için yeni aşılar ve tedaviler geliştiriliyor, sigara için “dumansız hava sahaları” kuruluyor  ama yılda 1.3 milyon kayıp  (10.000 kayıp da sadece Türkiye)  için yani yollarda hayatını kaybedenler için hiçbir önlem ALINMIYOR.
Tüm karar vericileri TRAFİK TERÖRÜNE  karşı birlik olmaya çağırıyoruz.  Ve diyoruz ki, 
1. Trafik Kazaları ve yaralanmaları bir ülkenin yol güvenliğini belirler.
Güvenli yollar istiyoruz.
2. Yollar kamu malıdır ve insanlar arasında bir iletişim ağı oluşturur. Güvenli yollar ve sürdürülebilir hareketlilik için Karayolu ağı dikkate alınarak, kamusal alanlarda korunmasız yayaların gereksinimleri göz önüne alınmalıdır. Araçlar için hazırlanmış olan karayolu haklarının araçlardan, yayalara verilmesi gerekir.
Araçlara tanınan ayrıcalığın Yayalara tanınmasını istiyoruz.
4. Yol kayıpları, yaralanmalar ve güvenli ulaşım,  bir insan hakları konusudur. Ve İnsan hakları ihlali olarak ele alınmalıdır.
Bir insan olarak hakkımızı arıyoruz ve yollarda ölmek yada yaralanmak istemiyoruz…
5. En önemlisi de cezalar caydırıcı olmalıdır. Mevcut yasada değişiklikler yapılmalı ve  ödül şeklinde cezalar uygulanmamalıdır. Verilen cezalar,  mağdurların mağduriyeti daha da fazla artırmakta, trafik kazası davalarında kapsamlı soruşturmalar yapılmamakta ve bu da güvenilir adaleti engellemektedir. Bunun için de etkin ve caydırıcı bir trafik yasamızın olması gerekmektedir.
Bir vatandaş olarak ödül gibi cezalar istemiyor ve yasada yer alan bilinçli taksirin uygulanmasını istiyoruz.
6. Mağdurlara uluslar arası standartların sağlanması, rehabilitasyon, yargı ve sigorta konularında gerekli desteğin Devlet tarafından verilmesi gerekmektedir.
Tüm karar vericilerin ve siyasilerin Trafik Kazalarına karşı ortak bir çalışma yapmasını, Yaklaşan seçim sürecinde, seçim kampanyalarında kazaların önlenmesi ile ilgili de projelerinin olmasını Ve  Devlet desteği ile her birey, kurum ve kuruluşun katılacağı ortak bir kampanya ile kazalara karşı mücadele istiyoruz
Trafik Mağdurlarını Anma Günü , 1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından her yıl Kasım ayının 3. pazarı düzenlenmeye başlandı.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Gününü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı.

2011 YILI
Şişli Meydanında Doğan haber Ajansından aldığımız çarpışma görüntülerinin sokak sergisini yaptık. Saygı duruşu öncesinde bir saksafon solosu yapıldı.  Basın açıklaması sırasında önümüzde trafik çarpışması oldu, basın yine bizimle birlikteydi. Şişli Belediyesi bir okulu da Anma Günü etkinliğine davet etmişti.
Basın Bülteni
Direksiyon başına oturduğunuz zaman UNUTMAYIN ve HATIRLAYIN!
Trafik Kazalarında Ölen ve Yaralanan Milyonlarca İnsanı Anıyoruz…
Dünyada her yıl 1,3 milyon insan yollarda hayatını kaybediyor. Ülkemizde de resmi olmayan rakamlara göre 10.000 insan yol kurbanı oluyor. Hepimizin ailesinde ya da yakınında bir trafik mağduru vardır. Toplum olarak kanıksadığımız, doğal saydığımız ve kader diye nitelendirdiğimiz bir olaydır trafik çarpışmaları.
Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre 2020 yılında trafik kazaları dünya genelinde %67 artacak ve  Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007 yılında 9. sırada olan Trafik Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek. Trafik ölümlerinin ve yaralanmaları tüm dünyada büyük bir halk sağlığı sorunudur. Bu büyük sorun toplumsal bir katılım ve basit önlemlerle azaltılabilinir.
Mayıs 2009 da Brüksel de WHO tarafından gerçekleştirilen toplantıda çıkan sonuç bildirgesine göre 17-20 Kasım 2009 tarihleri arasında Moskova’da gerçekleştirilen zirvede “ Dünya çapında bir anmadan, dünya çapında bir eyleme” geçildi ve global çerçevede 10 yıllık plan hazırlanarak yol kayıplarının önüne geçilmesi için her ülke çalışmalarına başladı. 10 yıllık eylem planı için Üye Devletleri,  uluslararası kuruluşları, sivil toplum örgütlerini, özel kurumları ve toplum liderlerini Yol kayıplarının önlenmesi için göreve çağırıyoruz. Ve de bu yönde atılmış bir adım olarak, hükümetlerin küresel olarak 11 Mayıs 2011 tarihinde açıkladığı 10 Yıllık Eylem Planını uygulamaya başlamalarını talep ediyoruz.
Her yıl yollarda çok büyük değerlerimizi yitiriyoruz, yaralanmalarını ve sakat kalmalarını izliyoruz. 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik kazaları. Çarpışma sonrası yaşanan sorunlar, uzun ve yıllar süren, maddi olarak yıpratıcı yargı süreci, sonunda verilen cezaların caydırıcı olmaması yaşanılan kayıpların daha da çözümsüz olmasına neden oluyor.
Kurallara uymuyoruz, en basit önlem olan emniyet kemeri, hız ve alkol kullanımına bile dikkat etmiyoruz. Direksiyon başına geçince, elimizde cep telefonları ile  bir canavara dönüşüyoruz, Sadece kendimizi düşünüyor ve ”bana bir şey olmaz” felsefesi ile yaşıyoruz. Çarpıp kaçıyoruz, arkamıza bile bakmıyoruz. Ama “çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkına kast etmektir.” Her türlü ikaz ve uyarıya rağmen geçtiğimiz hafta bayram tatili içinde 68 kişi hayatını kaybetti, 321 kişi de yaralandı. Unutmayın ve Hatırlayın! Dünya Çapında Bir Anmadan, Dünya Çapında Bir Eyleme …
2012 YILI
Mecidiyeköy Cevahir Alışveriş Merkezi önünde sloganlardan hazırladığımız sokak sergisini açtık, bir ney dinletisi ve basın açıklaması yaptık.
Basın Bülteni
Biliyor musunuz?
Ülkemizde resmi rakamlara göre her 29 saniyede bir trafik çarpışması olduğunu ve Türkiye’deki 100 trafik çarpışmasının 14.7’sinde bir çocuğun hayatını kaybettiğini?
Trafik çarpışmalarında yaşamını yitiren her 100 kişiden 26’sı bir çocuk olduğunu?
Ve trafik çarpışması sonucu hayatını kaybeden her dört kişiden birinin, 9 yaşın altında olduğunu Biliyor muydunuz?
Ve biliyor musunuz “bazılarının hoşça kal demeye vakti olmuyor!”
Trafik Mağdurlarını Anma Günü…
Dünya genelinde her yıl 1.3 Milyon insan, trafik çarpışmaları sonucu yollarda hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise her yıl, resmi olmayan rakamlara göre 10.000 kişi yol kurbanı oluyor. Dünya Sağlık Örgütünün rakamlarına göre 2020 yılında trafik kazaları dünya genelinde %67 artacak. Dünya genelinde ölüm nedenleri içinde 2007 yılında 9. sırada olan Trafik Kazaları, 2030 yılında 5. sıraya yükselecek. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünya genelinde yaralanma sonucu ölümlerde Trafik çarpışmalarının oranı %23.
Trafik çarpışmaları, ülkemizin büyük ve göz ardı edilen sorunu. Her gün yollarda yaklaşık 25 kişi hayatını kaybediyor. 500 kişi yaralanıyor ve bu yaralanmaların sonucu da 25 kişi her gün kalıcı sakat olarak hayatına devam ediyor. Resmi rakamlara göre 29 saniyede bir bu ülkede bir trafik çarpışması oluyor. Günlük kaza sayısı resmi olarak 2.886. Son 10 yılda gerçekleşen kazaların resmi maddi kaybı 10 Milyar TL. ve biz ülke olarak hala kadermiş diyebiliyoruz ve her gün 3. Sayfa haberlerine “yazık” deyip geçip gidiyoruz. Nedense, her zaman trafik çarpışmaları için 3 maymunu oynuyor ve hiçbir önlem almıyoruz. 
Çok büyük değerlerimizi ve en sevdiklerimizi yollarda kaybediyoruz.. Trafik çarpışması ölümleri ve yaralanmaları ani, şiddetli ve de travmatik olaylar olarak kişiler üzerinde hayat boyu etkisini sürdürüyor.  Çoğunlukla da kalıcı olan travmatik etkiler bırakıyor. Her yıl, dünyanın her köşesinde gerçekleşen yeni çarpışmalarda yaşamını yitiren ya da sakatlanan milyonlarca trafik mağduru ve yakını, yıllardır acı çekmekte olan bu büyük topluluğa  ne yazık ki hızla eklenmeye devam ediyor.  Milyonlarca kişinin yaşamakta olduğu bu büyük acı ve kederin yükü çok ağırdır. Çünkü trafik mağdurlarının büyük çoğunluğu gençtir, 45 yaş altı kazaların birinci nedeni trafik çarpışmalarıdır. Ve ne yazık ki birçok kaza önlenebilir niteliktedir. Ayrıca trafik çarpışmalarından kaynaklanan ölüm ve yaralanma olaylarında mağdurlara ve de ailelerine verilen yanıtlar, çarpışma sonucu uygulanan mahkeme kararları genellikle empatiden uzaktır, eksiktir ve çarpışma sonrasında oluşan yaşam ve yaşam kalitesi kaybı karşısında oldukça yetersizdir.
Sizden dileğimiz ,“Lütfen her yıl kasım ayının 3. pazarı, trafik terörüne kurban gidenleri hiç olmazsa bir gün için hatırlayın ve bu terörün durması için desteğinizi esirgemeyin! Ulusça çok değerli insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Cezalar caydırıcı olmalı, herkes kurallara uymalı, uymayanları uyarmalı ve sadece kendimizi değil, etrafımızdakileri de düşünerek kayıpları azaltmalıyız.”
Her yıl Kasım ayının 3. pazarı Trafik Mağdurlarını Anma Günü.  Anma Günü,1993 yılından itibaren Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR  tarafından düzenlenmeye başlandı.  26 Ekim 2005 tarihinden itibaren Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından Trafik Mağdurlarını Anma Günü tanındı ve dünya genelinde katılım sağlandı. Türkiye’de 2007 yılından itibaren Trafik Mağdurlarını Anma Günü resmi olarak tanındı.
Çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir İNSANIN YAŞAM HAKKINA KAST ETMEKTİR!




22 Ekim 2013 Salı

Ve yine trafik mağdurları...


Gazeteler, bayram sonrası  yer verdiği haberlerde yine yazdılar,  “Yollar Kana Bulandı”, “Acı Tablo”…  Uzun bayram tatilinde   meydana gelen trafik kazalarında, 131 kişi hayatını kaybetti,  6 bin 738 kişi de yaralandı . Bir de bu rakam sadece olay anında hayatını kaybedenleri kapsıyor, hastanede ya da daha sonra hayatını kaybedenler bu rakama dahil değil.
“Verilere göre, bayram tatili süresince 3 bin 319 kaza meydana geldi.Kurban Bayramı'nda 9 günlük tatili fırsat bilerek tatili başka yerde geçirmek isteyen vatandaşlar yolları kana buladı. Yurtta meydana gelen trafik kazalarında 131 kişi öldü, 6 bin 738 kişi de yaralandı. Tatilin ilk 9 gününde en fazla ölümlü kazalar, 37 kişinin yaşamını yitirdiği Kurban Bayramı'nın ikinci günü oldu ve bu kazalarda bin 24 kişi de yaralandı. En az ölümlü kaza ise arife gönü olan 14 Ekim pazartesi günü oldu.Kurban Bayramı tatili süresinin aynı olduğu 9 gün içerisinde 2010, 2011 ve 2013 yılı trafik kazaları karşılaştırıldığında; 2010 yılında 98 ölümlü kazada 122 kişi hayatını kaybetmişken,2011 yılı Ramazan Bayramın da 109 ölümlü kazada 144 kişi hayatını kaybetti. 2013 yılında ise 95 ölümlü kazada 131 kişi hayatını kaybettiği belirlendi. www.haberler.com
Trafik ve trafik çarpışmaları ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Yıllardır sürüp gitmekte ve kanıksanmış bir sorun olarak da büyümeye devam etmektedir. Trafik çarpışması ve sonrasında yaşananlar, her gün ortaya çıkan çözümsüzlükler ise azalacağına , her geçen yıl daha da artmaktadır. Biz trafik kazası demiyoruz çünkü “kaza” kelimesi baştan affetmeyi öngörüyor. Oysa yaşananların hepsi dikkatsizlik ve sorumsuzluk nedeni ile meydana geliyor. Bir anda gideceğiniz yere asla gidemiyorsunuz ya da bir başkasının gitmesine engel oluyorsunuz. Biraz dikkat etsek, önce kendi güvenliğimizi düşünsek, kendi sorumluluğumuzu anlasak, sadece kendimizi düşünmesek, bizim başımıza gelmez demesek belki de yollarda bu kadar çok kayıp vermeyiz.
Trafik mağdurları, trafik çarpışmaları sonucu oluşan çok büyük bir topluluktur. Din, dil ve ırk ayırt etmeden, genç yaşlı dinlemeden, ölen, yaralanan, sakat kalan ve geride kalanlar topluluğu. Dünyada, ülkemizin her tarafında ve neredeyse artık her evde…
2011 yılı Emniyet genel Müdürlüğü resmi rakamlarına göre, Toplam ölümlü çarpışma sayısı 277 bin 976 .  Bu çarpışmalarda yol kurbanı sayısı, 3 bin 268 kişi . Yaralanan kişi sayısı ise 237 bin 701 .
·         Yalnız bu rakamlar sadece olay anında hayatını kaybedenleri kapsıyor. Uzmanlar bu rakamın 3 ile çarpılması gerektiğini söylüyor.
Trafik çarpışmaları ve çarpışma sonucu yaşanan sorunları oluşturan etkenler ahtapot gibi pek çok koldan oluşur. Bu sorunun ilgili kurumları da her bir aşamada farklılık gösterir. Trafik mağdurları, çarpışma sonrası her kurum ile ayrı ayrı uğraşmak ve hakkını aramak için çaba göstermek zorundadır. 

Çarpışma olduğu anda hemen acil yardım gerekmektedir. Bu anda Trafik Mağdurları Sağlık
Bakanlığı ile karşılaşır. Ambulans ve acil yardım sonrasında hastane tedavisi gelir. 

Ölümlü ve yaralanmalı çarpışmalarda polis soruşturması yapılır ve polis çarpışma dosyasını
hazırlar, polis geldiği andan itibaren trafik mağdurları İçişleri Bakanlığı ile muhattaptır.

Polis soruşturması bittikten sonra yargı süreci başlar ve trafik mağdurları Adalet Bakanlığı ile karşı karşıya gelir. Bu arada sigorta şirketleri devreye girer. Eğer çarpışmada yol kusuru varsa Ulaştırma Bakanlığı ve Belediyeler de trafik mağdurlarının muhatabı olur. Trafik çarpışmalarında en büyük sorun, çarpışma sonrasında yaşanan ve ödül gibi cezalarla sonuçlanan, mağdurların mağduriyetini daha da artıran yargı sürecidir.
Genelde kadermiş anlayışı Yargı da hala devam etmekte, giden gitmiş, kalanı kurtaralım düşüncesi, dava sürecinin her aşamasında kendisini göstermektedir. Özellikle “çarpıp-kaçma” artık bir alışkanlık haline gelmiş ve hakim takdirinde bir karar olduğu için de , basit bir trafik davası olarak görülmeye devam etmektedir. Oysa AB ülkelerinde çarpıp kaçmak, “yaşam hakkı ihlali” olarak yargılanmaktadır. “ Oysa çarpıp kaçmak bir kaza değil, bilinçli olarak bir insanın yaşam hakkını ihalal etmektir. “
Çarpışma sonrasında alınacak ve alınması gereken rehabilitasyon ve psikolojik destek
sürecinde de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye girer. Bir de çarpışma sonrası sakatlıklar vardır.

Uzun, yıpratıcı ve çözümsüz bir süreçtir trafik mağdurlarının yaşadığı . Haklarımızı, bu haklara nasıl ulaşacağımızı, davamıza nasıl sahip çıkacağımızı ve haklıyken nasıl haksız duruma düşmeyeceğimizi hala bilmiyoruz. Adalet ve adaletin eksikliği trafik mağdurlarının en önemli sorunu.

İnsan yaşamı, engelli bir koşu. Bu koşu içerisinde önümüze birçok engel çıkıyor. Trafik çarpışmaları  ise, bu engellerin en büyüğü. Sorumsuzluk, dikkatsizlik ve duyarsızlık sonucu oluşan kazalar, bazen yok ediyor, bazen de  sakat bırakıyor. Dünya genelindeki trafik kazalarında her yıl 1.2 milyonun üzerinde insan ölmekte ve bu rakamın çok üstünde yaralanmalı kazalar meydana gelmektedir. Yaralanmalı kazaların büyük bir bölümü de kalıcı sakatlıklara neden olmaktadır. Ölen her insanın yanında en az bir kişi de hayat boyu sürecek sakatlıklarla baş başa kalmaktadır. Ülkemizde resmi olmayan yıllık rakamlara göre yollarda 8.000-10.000 kişi hayatını kaybetmektedir. Bu da bir terör. TRAFİK TERÖRÜ....

Ateş düştüğü yeri yakıyor ama trafik kazalarının yol açtığı gerçek yangın çok daha fazlasını içeriyor. Özellikle 45 yaş altı ölümlerin birinci nedeni trafik çarpışmaları. Bu çarpışmalar ülkemizde ve dünyada her gün, birçok ailenin hayatını karartmaya devam ediyor. Çarpışma  nedeni ile yaşanan acı kayıplar, yaralanmalar ve sakat kalmalar, mağdurların ve mağdur yakınlarının yaşam kalitesini düşürüyor. Çarpışma sonrası, özellikle yargı safhasında verilen/alınan cezaların yetersizliği, mağdurların acıları ve kayıplarının yanında haklı olduklarını ispatlama/kanıtlama çabaları, adalet ve sigorta kurumları ile yaşanan iletişimsizlik, ortaya çıkan sorunların çözümsüz kalmasına neden oluyor.  “Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu” FEVR ‘in yaptırmış olduğu araştırmaya göre ölümlü trafik çarpışmaları  sonrasında yaşanılan ölüm acısı, 1/3 oranında insanın çarpışmadan sonraki 3 yıl içerisinde intihar ettiğini, %62 oranında insanın da depresyon altında olduğunu göstermektedir. Biz de bu mağdurlardan biriyiz. Ve ne  yazık ki ne ilk, ne de sonuncu olacağız.

9 Nisan 2006 günü Suat Ayöz’ü kaybettik, çarpan bırakıp kaçtı, 9 gün sonra geldi. Kaza sonrası yaşadığımız ve hala yaşamaya devam ettiğimiz bir yargı süreci geçirdik.  Ne yapmamız gerektiğini ve nasıl yapmamız gerektiğini, haklarımızı ve bu hakkımıza nasıl sahip çıkacağımızı bize destek olan, acımızı paylaşan ve de kendi geçirdikleri kötü süreci bize aktaran dostlarımız sayesinde geçirmeye çalıştık. Ve bu deneyimlerimizi Suat’ın adına kurduğumuz dernekte sürdürmeye çalışıyoruz “Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği” . Yargı sürecinde başarılı olamadık, iç hukuk hakkımız bitti ve AHİM sürecine başladık. Bu süreç de dosyanın iadesi ile sonuçlandı ve şimdi yeni bir dava açacağız. Ama herşeye rağmen inanıyoruz, sonunda başarılı olacağız.

Ve şunu biliyoruz ki, çarpıp-kaçmak, hakim takdirinden çıkarılıp, Türk Ceza Kanununda yer alacak bir yasa maddesi çıkana ve çarpıp-kaçmanın “bilinçli olarak yaşam hakkını elinden almak” olarak yasada yer almana  kadar çalışacağız.